Bir fotoğraf tutkunu, bir eğitimci ve bir sosyal sorumluluk gönüllüsü Necla Orhan… Fotoğrafla 1960’lı yıllarda bir radyo programında duyduğu bu vurucu cümleyle tanışmış. Orhan Holding Onursal Başkanı İbrahim Orhan’ın eşi Necla Hanım 19 yıldır aralıksız devam eden ulusal ve uluslararası alanda takdir toplayan fotoğraf yarışmasının da “fikir annesi”. Orhan Holding’in sosyal sorumluluk projelerinde imzası olan Necla Orhan’la torunlarının adını verdiği Ninecim Sanatevi’nde bir araya geldik fotoğraf yarışmasını ve yeni kitabı “Bende İz Bırakanlar”ı konuştuk.
Necla Hanım kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
Yunanistan-İskeçe doğumluyum, Nişantaşı Kız Lisesi’nden sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nden mezun oldum. İbrahim Orhan ile evliyim. Eşimin görevi nedeniyle yurdumuzun bazı illerinde bulunduk. Bu görevlerimiz sırasında ben de Kayseri Lisesi’nde Sosyoloji-Felsefe öğretmenliği yaptım. Ama bu mesleğimi devam ettiremedim. İki çocuk annesiyim. Üç de torunum var.
Fotoğrafla tanışmanız nasıl oldu?
Fotoğraf dünyası ile tanışmam ve fotoğrafa ilgim birçok kere anlattığım 1960’lı yıllarda radyo günlerindeki bir programda ‘Yangında ilk kurtarılacaklar fotoğraflar olmalı. Her şey yeniden elde edilir ama fotoğraf bir daha geri gelmez’ cümlesiyle başladı diyebilirim. Bu hikâye benim fotoğraflara önem vermeme sebep oldu. Çocuklarımın, torunlarımın ve seyahat anılarımızı bol bol fotoğraflamaya başladım.
Bu yıl on dokuzuncusu yapılan hem ulusal hem de uluslararası camiada kabul gören Orhan Holding Uluslararası Fotoğraf Yarışması da sizin fotoğrafçılığa olan tutkunuzun bir eseri olsa gerek. Böyle bir yarışma düzenleme fikri nasıl çıktı?
Orhan Holding Uluslararası Fotoğraf Yarışmasının doğuşu ise seyahatlerde çektiğim doğa fotoğraflarıyla hazırlanan 1998 yılı şirket takviminin düzenlenmesi ile başladı. Sonra çalışanlarımızın çektiği fotoğraflarla yarışmalar gerçekleştirdik. Kazananların fotoğraflarıyla takvimlerimizi yaptık. Başlangıçta küçük bir organizasyonla başlayan fotoğraf yarışması yolculuğu 19 yıldır da holding sosyal etkinlik projesi olarak devam etmektedir.
İlk başlarda yarışmayla ilgili beklentileriniz nelerdi, bu denli büyük bir organizasyon olması sizde ne gibi hisler uyandırıyor. Biraz anlatır mısınız?
İlk başlarda tabii ki böyle büyük bir organizasyona dönüşeceğini tahmin ve hayal bile edemezdik. 19 yıldır gerçekleştirdiğimiz bu yarışmanın FIAP, TFSF’nin plaket ve yıldızlarıyla onurlandırılması, fotoğraf sanatına, sanatçısına değerini hakkını vermek ve dışarıdan yapılan güzel yorumlar bizi buraya taşıdı. Ayrıca senelerdir yarışmalarımızın değerlendirmesini adil bir şekilde yürüten sayın jüri üyelerimizin de bu yarışmanın prestijli bir yere gelmesinde büyük katkıları oldu. Bizi onurlu bir yarışma kategorisine koyan ve dünyanın pek çok yerinden katılan fotoğraf sanatçılarına minnettarız. Gururluyuz.
Fotoğraf çekmek için gitmeyi planladığınız hangi ülkeler/yerler var?
Öncelikle kendi vatanım. Tarih doğa ve yaşam olarak o kadar zengin ki! Ondan sonra galiba kişiliğini kaybetmemiş ülkeleri tercih ederim, bunları da daha çok doğu ülkelerinde görmek mümkün. Afrika, Hindistan ve Çin olarak da hala kendi gelenek ve kültürlerini kaybetmeden yaşayan batının monoton ve kalıplaşmış yaşamına bulaşmamış küçük toplulukları, farklı giysileri, farklı yaşamları, farklı yapıları görmek bir fotoğrafçı için enteresan olabiliyor. Ama bu tercihler benim.
Seyahatlerinizde rotanızı fotoğraf çekmeyi istediğiniz yerlere göre mi planlıyorsunuz?
Seyahatlerimizi daha çok fotoğraf içinde zengin olan doğu ülkelerine yapmayı tercih ediyoruz. Hem görmek, hem fotoğraflamak güzel oluyor.
Hiç makinanız yanınızda olmadığı için pişman olduğunuz, şimdi burada ne güzel fotoğraflar çekerdim dediğiniz anlar oldu mu?
Ben bir fotoğraf gönüllüsüyüm. Profesyonel değilim. Tabii ki makineyi her zaman taşımıyorum. Ama bir seyahate çıktıysam yanımda makinemi taşırım. Onsuz adım atmam. Ama şimdiki mobil telefonlardaki fotoğraf çekme özellikleri çok iyi. Cep telefonu da artık ayrılmaz bir paçamız olduğu için sorun yok. Ama bana fotoğraf makinesiyle çekme zevkini vermiyor
Şimdiye kadar sizi fotoğraf anlamında en çok etkileyen yerler hangileri oldu?
Hindistan, Afrika-Çin ve ülkemizde küçük köyler oradaki yaşamlar.
Büyük umutlarla gittiğiniz fakat hayal kırıklığına uğradığınız yerler nereleri oldu?
Hayal kırıklığı hiç yaşamadım veya ben çok önemli olmadığı için hatırlamıyorum. Fotoğraf görmek her yerde mümkün olabiliyor.
2018 yılında “Uzak Yakınlaşmalar” adıyla çektiğiniz fotoğraflardan bir sergi açmıştınız şimdiyse “Bende İz Bırakanlar” isimli bir kitap bastınız. Kitabın öyküsünü anlatır mısınız?
Kitabımın gerçekleşmesi, fotoğrafçılıkta isim yapmış bir kaç kişinin ve yakınlarımın önerisiyle oldu. Ben de kitabımın basılmasından ve fotoğraflarımın paylaşılmasından mutluyum. Fotoğrafların çoğu gezilerde çektiğim ve bende izi kalan olayların ve kişilerin fotoğrafı onun için kitabımın adını da ‘Bende İz Bırakanlar’ olarak koyduk. Bence güzel bir paylaşım oldu.
Şu an çekimi gerçekleştirdiğimiz Ninecim Sanat Evi’den bahsetmeden olmaz. Açılalı bir yıldan biraz fazla oldu. Kültür-sanatta kentin kalbinin attığı adreslerden biri olan Ninecim’in hikâyesi nedir?
Biz Orhan Holding olarak Sosyal Sorumluluk projesi içinde Bursa’da pek çok iş yaptık. Eğitime, sanata yönelik pek çok yatırımımız var. Bunlardan biride Orhan Eğitim ve Kültür Vakfı olarak faaliyet gösteriyor. Ninecim Sanatevi de Bursa’ya bir hizmet amacıyla yapılmıştır. Oradan gelecek bağışlarda Orhan Eğitim ve Kültür Vakfı’ndan yararlanan burs yardımı alan çocuklarımız. Yani bir zincir. Hepimiz bu zincirin bir halkası olarak hizmet veriyoruz ve çark öyle dönüyor.
Aslında geriye dönüp baktığınızda yarışma, sergiler, sanat evi, fotoğraf kitabı. Hepsi bir zincirin parçaları gibi birbirini tamamlıyor. Geleceğe dönük projeleriniz arasında neler var? Bir sonraki adımda sizlerden neler beklemeliyiz?
Şimdilik ileriye dönük bir proje yok. Projemiz bunları daha büyük sağlam hale getirmek. Bursa’ya biz Sanatı, sanatçıyı getirmeye çalışıyoruz. Gelecekte Bursa’ya hizmet edenler arasında adımız geçerse gurur duyacağız.
Orhan Eğitim ve Kültür Vakfı ile 28 yıldır geleceğimizin teminatı olan gençlerin eğitimine destek sağlayan Orhan Ailesi, bu kitap vesilesi ile “Objektiften Geleceğe” eğitim fonunu da hayata geçirdiklerini duyurarak “Bende İz Bırakanlar” kitabından elde edilecek geliri bu fona aktaracaklarını ve bağışlarıyla bu fonu destekleyeceklerini açıkladı. Yüksek lisans ve lisans düzeyinde fotoğrafçılık eğitimi gören öğrencilerin destekleneceği bu fona davetlilerin de bağışta bulundu.