Ana Sayfa Röportajlar “Teslimiyet bir mucize, kontrol ise cehennemin dibi ve tüm ızdırapların sebebi”

“Teslimiyet bir mucize, kontrol ise cehennemin dibi ve tüm ızdırapların sebebi”

Nefes bilimleri alanında 20 yıllık uzmanlık geçmişiyle saygı duyulan bir isim olan Nevşah Fidan Karamehmet ile özel bir röportaj yaptık. “İnsanların önlerini görememelerinin sebebi ışığa, Yaradan’a teslim olmamaları” diyen Nevşah Fidan Karamehmet, mimarlık eğitiminin ardından “manevi” yolu seçmesini, büyük ilgi gören “mucize kursu” nda neler yaptıklarını ve çok daha fazlasını cemiyetbursa.com’a anlattı.

Röportaj/Fotoğraflar: Akın Güler

En çok satanlar listesinde bir yazar, yüksek lisans eğitimi veren Daha İyi bir Fizyoloji ve Nefes Bilim Okulu’nda akademik üye, Uluslararası Nefes Çalışmaları Vakfı ulusal temsilcisi… Bütün bu unvanların ötesinde Nevşah F. Karamehmet kimdir?

Özünde kendini insanları aydınlatmaya ve şifalandırmaya adamış ruhani bir lider, dünyasında binlerce kişiden oluşan bir grubun lideri, dünya çapında bir konuşmacı, mentör, iyi bir yazar. Konusunda uzman bir eğitmen, dünya çapında 4 şirketin yöneticisi ve birçok dergi, bilimsel magazin, nefes konusunda eğitim veren okulun danışmanı, yazarı, araştırmacısı… İki çocuk annesi, eş, arkadaş, sevdikleri ile vakit geçirmeyi ve insanlığa hizmet etmeyi her şeyden çok seven bir kadın.

Nevşah Hanım siz mimarlık okumuşsunuz ve ardından kendi deyiminizle hayatınızı tamamen değiştirip “manevi” yolu seçme kararı almışsınız. Bu nasıl oldu, biraz anlatır mısınız?

Aslında biraz Türkiye’de eğitim sistemindeki çarpıklıktan oldu diyebilirim. Aslında hep felsefe okumak istedim ama ne yazık ki sosyal bilimlere hiçbir zaman meraklı değildim. Lisede fen bölümünde okudum ve sanırım annemden de etkilenerek mimarlık okumaya karar verdim. Özüm hep felsefe peşinde olmasına rağmen matematik, fizik, mukavemet dersleri de hep hoşuma gitmiştir. Mimarlığı okumayı, yeni bir bina yaratmayı sevmeme rağmen üniversite yıllarında felsefeye ve insan psikolojisine olan ilgim arttı ve sonunda bilimsel alt yapım ile felsefeyi birleştirdim diyebilirim.

Özgeçmişinizi ve verdiğiniz röportajları okuyunca hep bir arayış içindeymişsiniz gibi geliyor. Tahmin ediyorum ki siz de “Yol güzel varmak değil” diyenlerdensiniz. Yolda olma hali bu arayış hali ömür boyunca bitmeyecek sanırım.

Kesinlikle değilim. Her türlü arayışım 15 yıl önce, nefesim üzerinde çalıştıktan sonra bitti. Ben tam tersine “Bu hayatta bir yolda olanlar ve bir de halde olanlar var’’ diyenlerdenim. Ben o halde olanlardanım. Ve zaten orada kalabilmeyi öğretiyorum, kurslarımda yolun bitmesini, halin gelmesini sağlıyorum katılımcılar için. Eğer özünüzdeki sonsuz hal ile bir yaşıyorsanız, onun dinginliği içerisinde dünyada ne olup bittiği pek de umurunuzda olmuyor. Bu sebeple de bambaşka bir güç sizi yönlendirerek başarıdan başarıya koşmanızı, insanlığa hizmet etmenizi sağlıyor. Kontrolde olan insanlar, henüz yolda olanlar, hizmette olamazlar. Henüz kendi arzuları, istekleri peşinde koştukları için, deneyime aç oldukları için daha bireysel hayatlar yaşarlar. Oysa halde olan insanlar dünyada bir arayışları olmadığı için insanlığa ışık, bilgi, ilham olurlar. Dikkat edin, teslimiyet içinde, halde kalarak yaşayan insanlar görev bilincinde, hiç durmadan üreterek, tüm dünyaya büyük eserler bırakarak yaşarlar, kontrolde olanlar ise alt seviyede, dünya seviyesinde saçı, başıyla, görüntüsüyle, dünyadaki sığ ilişkilerle uğraşıp hiçbir eser bırakmadan ölür giderler. İsimlerinden kimsenin haberi bile olmaz. Hal gerçek yaratıcılık ve üretkenlik için şarttır.

“Nevşah, kendisini insanların aydınlanmasına adamış ruhani bir liderdir.”,

“Ben Altın Çağ’ın spiritüel lideriyim.

“Ben cenneti seçmek isteyenlere yol gösteren, görevini mütevazılıkla kabul etmiş kişilerden biriyim” web sitenizden ve takip ettiğimiz röportajlarınızdan aklımızda kalanlar cümlelerden bazıları. Sizi bu kadar iddialı yapan nedir?

İddialı kelimesi herkese göre değişir. Teslimiyet içerisinde, ona verilen görevi kabul etmiş, boynu bükük, kaderine, Yaradan’ın ona verdiği role teslim olmuş, kendini insanlığa hizmete adamış biri için hakiki mütevazılık bu kelimeler. Şanslıyım, etrafımdaki herkes istesem de kendimi değiştiremeyeceğimin, her hareketimin, her sözümün onlara nasıl büyük bir ışık, şifa, değişim sağladığının farkında. O nedenle etrafımda binlerce kişi var, kurslarıma her yıl binlerce kişi geliyor, onlarca okula danışmanlık yapıyorum öyle değil mi? Her insanın sadece kendisinin yapabileceği şeyler var bu hayatta. Ancak bu ancak kendi özümüzle bir yaşadığımızda, bize verilen göreve, kimliğe teslim olduğumuzda olabilir. Ben sadece Yaradan’ın bana verdiği görevi kabul ettim, büyük bir cesaret ve güven içinde ifade ediyorum. Hakiki bir mütevazilik içerisinde…

“Dünyaya geliş amacımın farkındayım ve nereye gittiğimi görüyorum” diyorsunuz. Biraz açar mısınız bu sözlerinizi?

Hakikat ile her an bağlantıdaysanız, özünüzden, varlığınızdan, Yaradan’dan bir an bile kopmadan, O’nunla bir, hizada ve O’nun nefsinde yaşıyorsanız geçmiş ve gelecek anlamını kaybeder, nerden geldiğiniz de nereye yönlendirildiğiniz de net görünür size… Durum bu. Nereye gittiğim, on yıl sonra, yirmi yıl sonra nerede olacağım gösteriliyor bana. Yönlendiren ben olmadığım için, teslimiyet içinde, Yaradan’ın yönlendirmesi ile yaşadığım için kararlar net, kader net, yol belli. İnsanların önlerini görememelerinin sebebi ışığa, Yaradan’a teslim olmamaları. Karanlıktaysan, karanlığı, kendi isteklerini seçiyorsan, önünü nasıl görürsün ki? Bu nedenle eğitimlerimde de hep söylediğim üzere, teslimiyet bir mucize, kontrol ise cehennemin dibi, tüm ızdırapların sebebidir.

Töz kitabınızın tanıtım yazısında  “Ölümlü insanoğlu, ölümsüzlüğüne uyanacaktır bir gün…” diyorsunuz. Bu cümleler bana Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in “İnsanlar uykudadırlar ölünce uyanırlar” sözünü hatırlattı ve hatta “Ölmeden önce ölünüz” sözlerini… Sizce bu hayat yaşayıp öldükten sonra bitecek mi? Ölümden sonra insanı neler bekliyor?

Kurslarımda, hatta benimle tek bir nefes seansı bile yaptığınızda zaten ölmeden önce ölüyorsunuz, zaten amaç bu. Ölmeden önce ölmek, yani bilince teslim olup bedenden özgürleşmek nefesi kullanarak mümkün. O seviyede evrensel olarak tüm soruların cevaplarına da vakıf oluyor insanlar. Mucize Kursu’nun adını bu sebeple mucize kursu koydu katılımcılarımız. Bir mucize gibi gelen bir seviyeye getiriyoruz çünkü herkesi. Ölmeden önce öldüğünüz andan sonra artık her şey çok farklı.

Semavi dinlerin ve hatta büyük kitlelerin ilgisini çeken spiritüalizm, hinduizm gibi akımların doğudan çıkmasını neye bağlıyorsunuz?

Evrende her zaman yin ve yang, dişi ve eril dengesi mevcut. Batı aksiyona, harekete, üretmeye, dünyaya yönelirse doğu da durmaya, beklemeye, durmaya, spiritüelliğe yönelir elbet. Tam tersi de olabilirdi. Evrende ve dünyada her şey denge içerisinde olduğu için böyle.

“Şu anda olduğunuz insanla olmak istediğiniz insan arasındaki boşluğu doldurmaya hazır mısın?” cümlelerini web sitenizde okuyunca aklıma Fernando Pessoa’nın bugünlerde dilime dolanan “Olduğum şeyle olmadığım şey arasında, hayal ettiğim şeyle hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum” cümlesi geldi. Bu boşluk nasıl dolar?

Bir çalışmamıza gelin, tek bir nefes seansı yapın, oldu bile…

“Nefsini bilen Rabbini bilir” hadisi şerifini İbn Arabi şöyle yorumlar; ‘Her insanda bir İlahi İsim daha fazla mütecellidir. İnsan, ancak bu İsmin tecellisi kadarınca nefsini bilecektir.’ Sizin, ‘’Sen çekil aradan, tezahür etsin Yaradan…’sözlerinizi bu bağlamda mı değerlendirmeliyiz?

Elbette. Bence yüzyıllardır aydınlanan, uyanan herkes aynı hakikate uyanıyor. Ruhuyla, özüyle bağlantıda herkes kendi sözleriyle ama aynı şeyleri söylüyor. Ben insanları hakikati anlatmaktansa (ki bunu da yaptığım oluyor) onları uyandırmayı, onları hücrelerinin içine kadar hakikati deneyimleyecekleri seviyeye getirmeyi tercih ediyorum, çünkü bu mümkün. Dünya şu an bambaşka bir yerde. Artık bir iki değil yüz binlerce uyanmış, hakikatle bağlantıda insan var. Peygamber Bilinci’nde olan ve hakikati yazdıklarıyla, filmleriyle, şarkılarıyla, sanatıyla anlatan binlerce sanatkâr var. Altın Çağ’dayız, insanlık uyanışa geçti. Bu nedenle artık sözlere değil aksiyona geçmeye ihtiyacı var insanların, sözde değil özde deneyimlemek istiyorlar insanlar teslimiyeti. Ve onları %100 teslimiyet noktasına getirebildiğim için, bana verilen bilgi ve araçlara minnettarım. Mucize Kursu’nun 3 seviyesini de bitirdiyseniz ‘’Çekil aradan tezahür etsin Yaradan’’ hakikatinin içinde, mucizeler olduğu, inanılmaz bir yaşam deneyimi yaşamaya başlıyorsunuz.

Nefis, nefes, enfes kelimeleri Arapça nfs kökünden geliyor. Nefes terapilerine çok önem verdiğinizi biliyoruz. Alıp vermek için bir dahilimizin olmadığı nefesin insan yaşamında bu kadar önemli olmasını neye bağlıyorsunuz?

İnsanların nefesin gerçekten ne olduğunu anlayabilmeleri için temel solunum fizyolojisi, davranış bilimlerini, felsefe ve psikoloji bilgilerine sahip olmaları gerekir. Çünkü nefes solunum değildir ama aynı zamanda solunuma etki eder, bir davranış biçimidir, öğrenilebilir, değiştirilebilir, motivasyonları, tetikleyicileri, oluşma sebepleri vardır, ruhumuzla, özümüzde bağlantıya geçmemizi, felsefenin en derinine inmemizi, Yaradan’ı anlamamızı, O’nunla bir olmamızı sağlar ama bu ancak fonksiyonel bir nefes, stabil solunum kimyası, stabil ph ve stabil psikoloji ve doğru mental seviye ile olabilir. NEFES YAŞAM’dır. Yaşamı anlayan nefesi anlar, nefesi anlayan yaşamı anlar. Bu nedenle sadece nefes değil yaşamla ilgili bir uyanış yaşıyor insanlar kurslarımda ve seminerlerimde. Merak ettiğiniz tüm bilgilere ulaşmanız nefesle, nefsinizle (ikisi de aynı şey) mümkün. Elbette doğru hocayla. Kendi nefesinden, kendi nefsinden, ona verilen hakiki görevden kopuk biri diğerlerini bağlantıya geçiremez. Özüyle bağlantıda olduğunu iddia eden bir kişi diğerlerini bağlantıya geçiremiyor, herkesi kendi seviyesine getiremiyorsa zaten kendisi orada değildir. Lider herkesi kendi seviyesine getirebildiği müddetçe o bilgiye gerçekten vakıftır. Mucize Kursu’nu bitiren herkesin hakikati en az benim kadar iyi anlattığını, kitaplar yazdığını, insanlığa ışık olduğunu gördüğüm zaman görevimi yaptığımı hissediyorum. Bir tek ben biliyor, anlıyorsam, kimseye anlatamadıysam, uyandıramadıysam zaten anlamamışım demektir.

Belki birkaç satırla anlatmak zor olabilir ama bu satırları okuyan ve fikri olmayanlar için Mucize Kursu’nu nasıl tanımlarsınız?

Anlatmam mümkün değil. Bu dünyadaki hiçbir deneyim ile kıyaslanamaz çünkü. SIR’a kavuştuğumuz yer çünkü… SIR olanı, yüzyıllardır kelimelere sığmayan hakikati nasıl anlatırım ki… O nedenle yaşatmayı seçtim.

Nefes koçu, yaşam koçu, moda-trend koçu vs. Bu kelimeler son 5-10 yılda hayatımızı neredeyse istila etti. Nefes koçu olan Nevşah F. Karamehmet bunun tanımını nasıl yapar?

(Gülüyor). Sevgili dostum Deniz Ülke Arıboğan beni ve yaptığım çalışmaları iyi bildiği için, hem de bir akademisyen gözü ile bakabildiği için birkaç sene önce ‘’Herkes nefes koçu oldu, bilgili bilgisiz herkes kendine nefes koçu diyor, onlar nefes koçu ise sen değilsin, kendine başka bir şey demen lazım, senin bilgin, birikimin, uzmanlığın Türkiye’de kimsede yok hatta belki bu konuda dünyada çok az sayıda kişiden birisin, kendine nefes koçu dememelisin, sen nefes koçlarını yetiştiren, bu ekolü başlatan kişi, hepsinin hocası, mentörüsün yerini iyi bil.’’ demişti. O günden beri bu konuya gerçekten dikkat ediyorum. Dolayısıyla ben nefes koçu değilim, önce onu belirteyim. Nefes Koçluğu sistemini Türkiye’de geliştiren, oluşturan, kurgulayan, halen daha eğitim içeriklerini yazan, araştırma yapan, dünya çapında nefes üzerine çalışma yapan binlerce kişiye danışmanlık, mentörlük yapan, eğitim veren, nefes koçlarını yetiştiren ve dünya çapında bu mesleğin gelişmesine katkıda bulunan önemli kişilerden biriyim. Muhtemelen bu konuda en derin bilgiye sahip 7-8 kişiden biriyim. 20 senelik deneyim, araştırma, yüz binlerce insana ilham olmuş bir kişi olarak kendimi Türkiye’de bu işi yapan kimse ile aynı seviyede görmüyorum. Sadece bilgi ve deneyim olarak değil, aynı zamanda algı olarak ta bambaşka bir noktadayım. Ve ne yazık ki evet ülkemizdeki her şey gibi benle birlikte popüler olan, yayılan bu meslek istila edildi. Bu sebeple başkanı olduğum Nefes Koçluğu Federasyonu olarak iki sene önce Mesleki Yeterlilik Kurulu ile çalışmaya başladık. Maddi manevi epey emek verdik ama sonunda nefes koçluğunu meslek haline getirdik. Artık en azından herkes ben nefes koçuyum diyemeyecek çünkü belli standartlar aranacak. Kendi adıma bu konuda herkesi uyarmak istiyorum. Çalışmak istediğin kişinin gerçekten bir nefes koçu olup olmadığını kontrol edin, sertifikasını sorun, federasyonumuza e-mail atın, telefon edin, bu kişinin yeterliliği var mı, aldığı eğitim geçerli bir eğitim mi, federasyonun ve nefes koçluğunun etik ve ilkelerine uygun bir kişi mi sorun, soruşturun bu kişiler ile öyle çalışın. Nefes hassas bir mevzu. Yanlış kullanıldığında ciddi hasarlara sebep olabilir.

Bu bağlamda Nevşah F. Karamehmet ve ekibini farklılaştıran-öne çıkaran neler var? Verdiğimiz nefes koçluğu eğitimleri temel davranış bilimleri, temel solunum fizyolojisi bilgisi, temel koçluk ve uluslararası nefes çalışmaları anlaşmalarına ve standartlarına uygun şekilde planlanan, dünyanı en gelişmiş, en ileri seviye nefes koçluğu eğitimi. Bugün bizim verdiğimiz seviyede eğitim veren başka bir okul yok. Evet, zor ve yorucu bir yolculuk ama nefes konusunda gerçekten uzmanlaşmak isteyen, bu işi doğru düzgün, tam bilgi ile yapmak isteyen, etik, dürüst, belli bir zekâsı ve duruşu olan kişilerin seçtiği sistem. Nevşah Institute’da sistemimiz o kadar güçlü, disiplinli ve düzgün ki etik olarak, duruş, dürüstlük, ahlak, bilgi, birikim olarak bizimle aynı seviyede olmayan kimse bu sistemin içerisinde barınamıyor. Akrabam, yakınım bile olsa eğer algısı, zekâsı, etik duruşu, kimliği ve ahlaki anlayışı bizimle aynı seviyede değilse ekipten uzaklaşıyor. Bugüne kadar enstitümüzden ayrılan çok oldu, çoğu ne yazık ki sonrasında fevkalade etik dışı şeyler yaptılar. Kurs içeriklerimi benden izinsiz aldılar, (hırsız kelimesini sevmediğim için söylemiyorum ama aslında yaptıkları hırsızlık) yetiştirdiğimiz nefes koçlarının, kurs katılımcılarının e-mail bilgilerini, telefonlarını yine izinsiz alıp kullandılar, hiçbir yetisi, belgesi veya daha kötüsü uzmanlığı ve birikimi olmadığı halde benden izinsiz aldıkları içerikler ile nefes koçu yetiştirmeye kalkanlar bile var. Avukatlarımız önce hukuki işlem başlatmaya tavsiye ettiler, ancak ondan sonra bu seviyedeki insanların zaten etik duruşları sebebiyle dedikoduya, karalamaya, olmayan şeyleri olmuş gibi göstermeye, yalancı şahitlik bile yapmaya meyiili olduklarını gördüğümüz için toptan tüm işlemleri bırakıp Allah’a havale ettik. Nasıl olsa herkesin seviyesi belli. Şu an Türkiye’de de, dünyada da lider konumundayız, bizim seviyemizde bir sistem ve okul yok. Etik duruşumuz, dürüstlüğümüz, iyi niyetimi, adanmışlığımız, ahlaki değerlerimiz ve öz disiplinimiz sebebiyle böyle devam edeceğine de eminim.

Doğal nefes deyince hemen akla “Bizim aldığımız doğal değil mi yani?” sorusu gelebilir. Doğal nefes nedir?

Doğal nefes, nefes alışkanlığımızın solunum fizyolomizle uyumlu çalıştığı nefestir.

Nefes seanslarına katılanların hayatlarında ne gibi değişiklikler oluyor? Gözlemlerinizi bizimle paylaşır mısınız?

Nefes seanslarında değil ama Mucize Kursu sonrasında hayatları tamamen değişiyor. Nefes seanslarında sadece bir seviyede ilerleniyor. Fiziksel seviye. Yaşamınızın tamamen değişmesi, olağanüstü bir yaşam yaşamanız ancak grup çalışmaları ve Mucize Kursu gibi bir prosesten geçtiğinizde mümkün. Bana özellikle üst düzey ailelerden ‘’Bize özel bir kurs yapsan, üç beş kişi toplansak’’ gibi teklifler çok geliyor, kabul etmiyorum. Sebebi, kendi fanusunuzun, kendi küçük dünyanızın içinden çıkmazsanız nefesinizin, bilincinizin açılması imkansız. Fonskiyonel bir nefes, fonksiyonel bir yaşam için ilk şart insanlara, insanlığa yüklediğiniz anlamdan özgürleşmek. Nasıl bir kurgu oluştuysa, bugüne kadar Mucize Kursu’nun yaptığı değişimi yapabilen, fiziksel, mental, duygusal ve ruhsal, her seviyede insanı böylesine bambaşka, olağanüstü bir seviyeye çıkarabilen hiçbir kurs, sistem ile karşılaşmadım. Zaten karşılaşsam onu uyguluyor, öğretiyor olurdum. Tabi taklitleri var. Özellikle Türkiye’de. Benden eğitim almış, daha eğitimini bile tamamlamadan, kurs içeriklerimi taklit edip benzer şeyler yapanlar var ama ne yazık ki aynı sonuçları alamıyorlar. Türkiye’de insanlar nasıl olaylara bu kadar sığ bakabiliyor aklım almıyor. “Hocadan el almak, hocanın rızasını almak’’ diye bir şey var. Hangi bilgi olursa olsun, o bilgiye, içeriğe vakıf olmadan, hocanın rızasını almadan o bilgiyi, o içeriği kullanabileceğini ve aynı sonucu alabileceğini düşünenlere çok gülüyorum. Hoca “Sen tamamsın, buna hazırsın” demeden, onun rızası olmadan her ne yaparsan başarısız olacağı belli. İşte eğitimini tamamlamadan ayrılanların da durumu böyle. İçler acısı. Saçma sapan eğitimler, saçma sapan işler yapılıyor Türkiye’de. O nedenle her nefes seansı, her kurs size şunu yapar diyemeyeceğim. Genelleme yapamam. Mucize Kursu ile gerçek bir mucize. Sağlık, aşk, başarı, bolluk, bereket ve hayalini kurduğunu her şeyin kendiliğinden ve mucizevi şekilde gerçekleştiğini düşünün… Öyle bir kurs, öyle bir sonuç…

Nefes Koçu nedir ve neler yapar anlatır mısınız?

Nefes koçu temel davranış bilimi kuralları ile nefesteki disfonksiyonel davranışları analiz eder ve bunlar üzerine öğrencinin de yardımı ile çalışarak kişinin daha fonksiyonel, doğal, sağlıklı bir nefes alışkanlığı öğrenmesini sağlar.

Bu kavramların havada uçuştuğu ve adeta gözümüzün içine içine sokulduğu bir ortamda bu tarz arayışı olanlar doğru adresi nasıl bulabilir?

Nefes Koçluğu konusunda Türkiye’de tek resmi ve yetkili kurum Nefes Koçluğu Federasyonu’dur. Federasyonumuz her tür soruya, soruna cevap olabilir. Herkesin bir nefes koçu ile çalışmaya başlamadan önce, nefes analizin yaptırmadan önce, nefes gibi hassas ve sağlığımızın için bu kadar önemli bir konuda adım atmadan önce mutlaka federasyonumuza başvurmasını tavsiye ediyorum.

Barış Manço’nun “Bir ben var ki benim içimde benden öte benden ziyade, Bir sen var ki senin içinde senden öte senden ziyade” şeklindeki şarkı sözleri geldi aklıma. Siz biraz da insanların bunu keşfetmesini mi sağlıyorsunuz?

Bu sözler Yunus Emre’nin (Gülüyor). Kesinlikle. Bilimsel birikimim ve uzmanlığım yanı sıra ben hep söylediğim gibi insanların uyanmasına, hakikati anlamasına, kendilerini tanımasına aracılık yapan ruhani bir liderim. Amacım insanları uyandırmak ve her seviyede aydınlatmak ve şifalandırmak. Yapabiliyor olmak ise bana en büyük hediye.

“Nefs” üçlemesinin TİN VE TÖZ yayınlandı. Üçlemenin üçüncü kitabının adı, konusu ve yayın tarihiyle ilgili bilgi verir misiniz?

İnşallah bir sene içerisinde diye düşünüyorum. Şu an başka önceliklerim olduğu için kitabı yazmaya ara verdim.

Nevşah Fidan Karamehmet, Akın Güler’in sorularını yanıtladı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz.
Lütfen isminizi giriniz